Türkiye’de erkeklerin yüzde 21’ini, kadınlarınsa yüzde 42’sini tehdit eden obezite kısırlık nedenleri arasında yer alıyor. Yanlış beslenme doğal gebe kalmayı zorlaştırırken, düşükleri de hızlandırıyor, kısırlık tedavilerinin başarı oranlarını da düşürüyor
Anne adayında tansiyon yükselmesi ve idrarda albumin olması durumunda gebelik zehirlenmesinden bahsedilir. Bu durum hemen hemen her zaman yüz, ayak bileği ve ellerdeki ödemle birlikte seyreder.
Erkeğin sperm hücrelerinin herhangi bir nedenle kadın yumurtasına erişemediği veya yumurta zarını aşamadığı erkek kısırlığı durumlarında, bir tüp bebek yöntemi olan mikroenjeksiyon tekniği kullanılıyor.
Dünyada çiftlerin yaklaşık %15'i doğal yollardan çocuk sahibi olamamakta ve yardımcı üreme tekniklerine başvurmak zorunda kalmaktadır. Bu çiftlerin yaklaşık %10-12'sinde herhangi bir kısırlık nedeni tespit edilemez.
Kısırlığın çözümsüz olduğu vakalar enderdir. Erken menopoz ya da erkekte hiç sperm hücresi olmaması dışındaki vakalarda çocuk sahibi olma şansı azalmakla birlikte, günümüzün etkili tedavi yöntemleriyle bu sorun çözümsüz değildir...
Bundan 10-15 yıl önce kesinlikle çocuk sahibi olamayacakları söylenen çiftlerin pek çoğunda günümüz teknikleri ile artık gebelik elde edebilmekteyiz.
Yeni evlenen ve çocuk sahibi olmayı isteyen çiftlerin ortak yanılgısı istedikleri anda, hatta belki balayında gebe kalabileceklerini düşünmeleridir.
Günümüzde kısırlık geçmişe göre daha sık görülüyor. Bu da 'insanoğlunun üreme potansiyeli azalıyor mu' sorusunu akla getirmekte. Cevap kesin olmamakla birlikte muhtemelen bu düşüncenin doğruluk payı var.
Menide hiç sperm bulunmaması anlamına gelen azospermi tüm erkeklerin %1'inde, infertilite (kısırlık) problemi olan erkeklerin ise %10 – 15'inde görülür.
Yakın geçmişe kadar infertilite kadının sorunu olarak kabul edilirdi. Kırılgan erkek egosunun yansıması olan bu durum, erkeklik gücü ile üreme yeteneğinin birbirine paralel tutulmasından kaynaklanmaktaydı.