Tüp Bebek Tedavisi/Mikroenjeksiyon (IVF/ICSI)
Tüp bebek tedavisi, klasik yöntemler ile gebe kalamayan kadınlarda uygulanan bir tedavi şeklidir. Erkek (sperm) ve dişi (yumurta) döl hücrelerinin laboratuvar koşullarında birleştirilmesi sonucunda oluşan embriyoların, rahime transferi ilkesine dayanır.
Laboratuvar koşullarında gerçekleştirilen döllenme, kendiliğinden (in vitro fertilizasyon-IVF) ya da insan eliyle, tek yumurta içine tek sperm verilmesi ile (mikroenjeksiyon-ICSI) sağlanır.
Tüp bebek tedavileri artık tüm dünyada standartlaşmış 3 temel adımdan oluşur. Tüp bebek tedavisi yumurtalıkların çok sayıda yumurta hücresi üretmeleri amacıyla uyarılması ile başlar. Sonraki adım ise bu yumurtaların toplanması ve embryo oluşturmak üzere döllenmesidir. Döllenmeden sonra embryolar annelerinin rahmine transfer edilecekleri ana kadar 3-5 gün süreyle laboratuvardaki inkübatörlerde saklanırlar. Transferden 10-12 gün sonra gebelik testi yapılır.
İlk Görüşme ve Muayene
İlk görüşmede dikkatli ve kapsamlı bir öykü alınır, daha önceden yapılmış olan tetkikler incelenir ve muayene yapılır. Semen analizi normal ise ve cinsel fonksiyon bozukluğu yoksa erkeğin muayenesine gerek yoktur. Kadının muayenesi ise tüp bebekte gebe kalabilme şansını belirleyebilmek yönünden büyük önem taşır. Muayenede yumurtalıkların kapasitesi, yumurtalıklar içinde herhangi bir kist olup olmadığı, rahmin yapısı, miyom veya doğuştan olan anormalliklerin varlığı ve rahim iç tabakasında miyom veya polip gibi yer kaplayan oluşumların varlığı değerlendirilir. Muayene sırasında yakın zamanda yapılmamış ise PAP Smear testi ve akıntı varsa ise kültür yapılmalıdır.
Öykü, muayene ve testlerin değerlendirilmesini takiben işlemin aşamaları etraflı bir şekilde anlatılır ve çiftin tedaviden bekleyebilecekleri gebelik başarısı hakkında gerçekçi bilgi verilir. Bu sırada ünitede yapılmış olan uygulamaların sonuçları, transfer edilecek embriyo sayısı, ve merkezin implantasyon oranları (transfer edilen her embriyonun rahim içinde tutunma şansı) hakkında bilgi verilmelidir. Uygulamanın potansiyel yan etkileri ve uzun vadeli riskleri (anne ve bebek yönünden) hakkındaki bilgiler de çiftler ile paylaşılmalıdır. Genelde çoğul gebelik isteminin yaygın olduğu ülkemizde çoğul gebelikler ile ilgili komplikasyonlar da çiftlere açıkça anlatılmalıdır.
Tüp bebek Tedavisine Hazırlık:
Tüp bebek tedavisine hazırlık amaçlı yapılması gerekenler:
- Sigara içiliyorsa bırakılmalıdır
- Folik asit içeren bir multivitamin başlanmalıdır
- Tüp bebek tedavisi süresince gece uykuları da dahil mümkün olduğu kadar düzenli ve stresten uzak bir hayat sürülmesinde fayda vardır
- Belirli bir diyetin faydalı olduğuna dair herhangi bir veri yoktur. Hayvan çalışmalarında proteinden zengin beslenmenin yararı olduğu gösterilmiştir.
- Kullanılacak olan tedavi protokoluna bağlı olarak adetin 20-21. günlerinde yumurtalıkları baskılamak amacı ile bazı ilaçların kullanılması gerekebilir (Lucrin, Suprecur, Synarel, Suprefact, Decapeptyl gibi)
- Bazı durumlarda tedavi öncesinde doğum kontrol hapları veya estrojen (Estrofem gibi) kullanılması gerekebilir.
- Tüp bebek tedavisi öncesinde yapılması gereken laboratuar testleri tamamlanmalıdır (Hormonlar, Hepatit B ve C taraması, HIV, Rubella IgG, kan sayımı, kan grupları tayini gibi)
Tüp bebek aşamaları:
1. Yumurtalıkların uyarılması:
Tüp bebek tedavisinde kullanılan tüm protokollerde adet kanamasının ikinci ya da üçüncü gününde temel ultrason incelemesi ve kanda östrojen tayini yapılır ve kullanılacak ilaç dozuna karar verilir. Uyarı tedavisi başladıktan sonra hasta belirli aralıklarla kontrole çağırılır.
Bu kontrollerde vajinal ultrasonografi yapılarak gelişen folliküllerin sayısı ve büyüklüğü kontrol edilir. Zaman zaman yumurtalıkların durumuna göre kanda östrojen incelemesine gerek duyulabilir.
Tüp bebek tedavisinde amaç mümkün olduğunca fazla sayıda 16-20 mm çaplı follikül elde etmektir. Takipler esnasında kan östrojen düzeyleri kontrol edilerek ilaç dozu ayarlaması yapılabilir. Hedef 14- mm’den büyük follikül basına 200 pg/ml östrojen düzeyine ulaşmaktır. Folliküller yeterli büyüklüğe ulaştığında son olgunlaşmayı sağlamak için 5.000-10.000 ünite human chorionio gonadotropin (hCG) enjeksiyonu yapılır. Tedavinin süresi değişken olmakla birlikte kendi kliniğimizde ortalama 10.4 + 1.7 gündür. Çatlatma iğnesinden 32-36 saat sonra yumurta toplama işlemi yapılır.
Ultrason takipleri şırasında değerlendirilen bir diğer faktör de rahimin içini döşeyen ve endometrium adı verilen tabakanın yapışı ve kalınlığıdır. Gebelik oluştuğunda endometriuma yerleşeceğinden bunun yapışı son derece önemlidir. hCG gününde endometrium 6 mm veya daha ince olduğunda gebelik şansı azalmaktadır. İstanbul Amerikan hastanesi tüp bebek merkezindeki uygulamalarımızda bu tür hastalardaki klinik gebelik oranı %11.8’dir. Endometrial kalınlığın 14 mm’den fazla olması da olumsuz etki yaratmakta ve gebelik elde edilse bile düşük olma olasılığı artmaktadır.
2. Yumurta Toplama İşlemi:
Yumurtalar olgunlaştıktan sonra toplama işlemi yapılır. Yumurta toplama işlemi (oocyte pickup-OPU) vajinal ultrason eşliğinde yumurtalık içine iğne ile girilerek yumurta içeren ve folikül adı verilen içi sıvı dolu yapıların boşatılmasıdır. Tüp içine alınan sıvının içinde yumurta mikroskop altında görülebilecek çok küçük bir hücredir. OPU işlemi lokal veya genel anestezi ile yapılabilir. Yumurtalıkları vajinal ultrason probuna yakın olan ve hareketli olmayan kadınlarda lokal anestezi ile ağrısız bir şekilde işlem gerçekleştirilebilir. Yumurtalıkları uzakta duran veya rahim arkasında olan kadınlarda ise işlem genel anestezi altında yapılır. İşlem 10-15 dakika kadar sürer. Her folikülün içinden yumurta çıkmaz. Genelde foliküllerin %70’inin içinde yumurta vardır. Yumurtalar toplandıktan birkaç saat sonra etraflarındaki hücreler temizlenerek olgun olup olmadıkları değerlendirilir. Olgun olan yumurtalara ise dölleme işlemi uygulanır. Yumurta toplama işlemi sonrasında 1-2 saat dinlendikten sonra hasta eve yollanır.
3. Döllenme:
Tüp bebek tedavisinde döllenme klasik tüp bebek (IVF) veya mikroenjeksiyon (ICSI) yöntemi ile olur. Klasik tüp bebekte spermler toplanan yumurtaların yanına bırakılır ve kendiliklerinden yumurtayı döllemeleri beklenir. Erkeğin tamamen normal olduğu ve kısırlığın kadına bağlı olduğu durumlarda kullanılır. Mikroenjeksiyonda (ICSI) ise yumurtanın içine tek bir sperm mikromanipulator adı verilen özel bir alet yardımı ile zerk edilir. Döllenme işlemi yumurtalar toplandıktan yaklaşık 2-4 saat sonra yapılır. Mikroenjeksiyon ile olan döllenmede öncelikle yumurtaların çevresindeki hücreler (kumulus hücreleri) temizlenir. Daha sonra ise yumurta sabitleyici bir pipet ile tutulur ve çok ince bir iğne ile sperm yumurtanın içine zerk edilir. Toplanan yumurtaların ortalama %70 civarı olgun ve döllenmeye müsaittir. Bunların da yaklaşık %70’i döllenecektir. Örneğin 10 yumurtası olan bir kadının ortalama 5 embryosu gelişecektir. Bu bir ortalama olup sayı bunun altında veya üstünde olabilir.
4. Embriyo Transferi:
Embriyolar iki hücreli aşamadan çok hücreli blastokist aşamasına kadar herhangi bir dönemde transfer edilebilmekle beraber, en sık tercih edilen transfer zamanı 4-8 hücreli aşamadır. Embryolar bu aşamaya genellikle 2 ya da üçüncü günde ulaşmaktadırlar. Embryo transferi iki-altıncı günler arasında yapılabilir.
Tüp bebek tedavisinde transfer edilen embriyo sayısı ile klinik gebelik oranları arasında direkt bir ilişki mevcuttur. En iyi klinik sonuçlar 2-4 embryonun transfer edilmesi ile alınmaktadır, ikiden fazla sayıda embryo transfer edildiğinde çoğul gebelik oranları oldukça yükselmektedir; ancak bu risk artan kadın yaşı ile birlikte azalmaktadır. Çoğul gebeliklerin komplikasyon oranlarının yüksek olması ve erken doğum gibi nedenler ile maliyetin artması nedeni ile pek çok ülkede tüp bebek merkezleri transfer edilen embryo sayışının kısıtlanması yoluna gidilmektedir, ikiden fazla sayıda embryo ancak 37 yaşından büyük ve daha önceki IVF/ICSI denemelerinin başarısız olduğu hastalarda yapılmaktadır. Günümüzde 35 yaşından genç her hastada sadece bir tane blastokist transfer edilmesi önerilmektedir. Ülkemizdeki yönetmeliklere göre 35 yaşın altındaki kadınlara 1 embriyo, ve 35 yaş ve üzerindeki kadınlara 2 embriyo transferi yapılmaktadır.
Embriyo transferi yapılırken hasta jinekolojik muayene pozisyonunda yatırılır. Vajinaya spekulum takıldıktan sonra steril serum fizyolojik ile temizlik yapılır. Ardından özel kültür sıvıları ile rahim ağzı temizlenir. Embryolog transfer edilecek embryoları katater içinde laboratuvardan getirir, işlemi yapacak olan hekim karından yapılan ultrason eşliğinde embryoları rahim içine bırakır.
Embryo transferi işlemi ağrılı bir işlem değildir ve anestezi gerektirmez.
İşlem sonrası endometriumu desteklemek için hastaya enjeksiyon fitil ya da krem şeklinde hormon ilaçları verilir. Luteal faz desteği adı verilen bu tedavi eğer gebelik oluşursa 10. haftaya kadar devam eder. Gebelik oluşmayıp adet kanamasının olduğu durumlarda ise kanamanın başlaması ile birlikte tedavi kesilir.
Embryo transferi sonrası 12. günde hasta gebelik testi için çağırılır.
5. Gebelik Testi:
İlk önce idrarda daha sonra ise kanda gebelik testi (beta-hCG) yapılır. Kanda yapılan testin sonucuna göre gebelik olup olmadığına karar verilir. Testi pozitif olanlar iki gün sonra yeniden kanda gebelik testi için çağırılır, iki testin sonuçlan arasındaki ilişki değerlendirilerek gebeliğin sağlıklı olup olmadığına karar verilir. Sağlıklı bir gebelikte iki gün sonra kan beta-hCG değeri yaklaşık iki kat artmalıdır. Bazı durumlarda bir süre sonra kan beta-hCG değeri sıfıra iner. Bu durum biyokimyasal gebelik olarak adlandırılır.
Beta-hCG’nin beklenenden daha farklı artışları ise, ektopik gebeliği (dış gebelik) düşündüren bulgulardan birisidir. 12 ve 14. günlerdeki beta-hCG değerleri istenilen şekilde artan vakalar klinik gebelik olarak kabul edilir ve 2 hafta sonra ilk gebelik ultrasonu için çağırılır. Bu ilk ultrasonda rahim içinde gebelik kesesinin olup olmadığı ve eğer kese var ise kaç tane kese olduğu araştırılır, ikiz, üçüz ya da daha fazla sayıda fetus bu ilk ultrasonda görülebilir.
Daha ayrıntılı bilgi için Tedaviniz ve Blog bölümlerine de bakabilirsiniz.