Endometriozis ve Kısırlık Tedavisinde 2025 Devrimi

Endometriozis ve Kısırlık Tedavisinde 2025 Devrimi

Endometriozis ve Kısırlık Tedavisinde 2025 Devrimi: Neden Artık “Önce Tüp Bebek” Diyoruz?

İstanbul’daki kliniğimde, endometriozis teşhisi konmuş kadınlarla konuşurken en çok duyduğum, içimi sızlatan iki soru var: Çocuğum hiç olmayacak mı? ve Hamile kalmak için önce ameliyat mı olmam gerekiyor?. Yıllar boyu bu soruların cevapları tıp dünyasında bile net değildi. Ama 2025’teyiz ve artık bilimsel kanıtlara dayalı, kesin bir cevabımız var. Eğer endometriozis yüzünden çocuk sahibi olmakta zorlanan bir kadınsanız ve ağrılarınız da kontrol altındaysa, kısırlık tedavisinde artık ilk seçeneğimiz Önce Tüp Bebek (IVF-First) yöntemi.

Bu büyük değişimin sebebi, 2025’te ilk sonuçları açıklanan ve ortalığı kasıp kavuran SVIDOE araştırması gibi önemli bilimsel çalışmalar. Bu çalışmalar gösterdi ki, endometriozisi olan kadınlarda doğrudan tüp bebek tedavisi, Önce Ameliyat seçeneğine göre bebek sahibi olma şansını tam iki katına çıkarıyor!

Eskiden endometriozis ve çikolata kistlerinden kurtulmak için ameliyatın hamilelik için tek yol olduğuna inanırdık. Ama artık bu durumun sadece karın bölgesinde değil, tüm vücudu etkileyen kronik bir rahatsızlık olduğunu biliyoruz. 2025’te geldiğimiz noktada, amacımız artık hastalığı iyileştirmek değil, hastanın asıl isteğine (bebek sahibi olmak veya ağrıdan kurtulmak) odaklanmak. Bu yazıda, 2025 itibarıyla endometriozis ve kısırlık tedavisindeki bu devrimi, Avrupa ve Amerika’nın en büyük otoritelerinin rehberlerini ve kliniğimizde başarıyı artırmak için uyguladığımız optimize edilmiş tüp bebek protokollerini (PPOS ve mikrobiyota taraması gibi) adım adım açıklayacağım.

Endometriozis ve Kısırlık: 2025'in Yeni Tedavi Stratejileri

İçindekiler


Büyük İkilem Sona Erdi: “Önce Cerrahi” mi, “Önce Tüp Bebek” mi?

Yıllardır süren bu tartışma aslında iki ayrı tedavi yolundan kaynaklanıyor. Cerrahlar, karın içindeki yapışıklıkları temizleyip kistleri alarak rahmi düzeltmeye ve böylece doğal yoldan hamile kalma şansını artırmaya çalışıyordu. Biz tüp bebekçiler ise, o sıkıntılı rahmin (iltihap ve zararlı maddelerle dolu) etrafından dolaşıp yumurtayı dışarıda dölleyip doğrudan rahme yerleştirmenin daha iyi olacağını düşünüyorduk. Hangisinin daha iyi olduğuna dair uzun süre kesin bir kanıtımız olmadı.

2025’in Ezber Bozan Kanıtı: SVIDOE Denemesi Tedaviyi Nasıl Değiştirdi?

Sonunda beklenen oldu ve SVIDOE (Yumurtalık ve Derin Endometriozise Bağlı Kısırlığın Tedavisinde Cerrahiye Karşı Tüp Bebek) çalışmasının sonuçları açıklandı! Bu çalışma, cerrahi mi yoksa tüp bebek mi diye ikilemde kalanlar için büyük bir adım. Çünkü ilk defa bu iki yöntem doğrudan, büyük bir araştırma ile karşılaştırıldı. 2025 Haziran’ında paylaşılan ilk sonuçlar, doktorlar arasında bomba etkisi yarattı diyebilirim.

Çalışmada ilginç bir detay var: Hastaların %57’si rastgele seçilen tedavi yöntemini kabul etmeyip kendi istediği tedaviyi seçmiş. İlk başta bu durum bir eksiklik gibi görünse de, aslında SVIDOE’nin en can alıcı noktası oldu. Çünkü bu, çalışmanın sadece laboratuvar ortamında değil, gerçek hayatta, hastaların ve doktorların kararlarıyla birlikte yapıldığını gösteriyor. Tercihini kullanan hastaların da dahil olduğu analizle, ilk baştaki analizlerin aynı sonucu vermesi (yani tüp bebeğin daha başarılı olduğunu göstermesi) bu sonucu daha da güvenilir ve uygulanabilir hale getiriyor. Peki, sonuçlar ne söylüyordu? Rakamlar çok netti:

Analiz TürüMüdahale GrubuCanlı Doğum Oranı (LBR)Devam Eden Gebelik Oranı (>20 hft)
Niyet-i Tedavi (ITT)Önce Tüp Bebek (FIV)%46%60
Niyet-i Tedavi (ITT)Önce Cerrahi%23%27
Per-Protokol (PP)Önce Tüp Bebek (FIV)%47%60
Per-Protokol (PP)Önce Cerrahi%20%24

Kaynak: SVIDOE 2025 ön sonuçları sentezi.

Bu tablonun klinik tercümesi basittir: Öncelikli hedefi çocuk sahibi olmak olan bir endometriozis hastası için, doğrudan tüp bebeğe başlamak, ameliyatla vakit kaybetmeye göre eve sağlıklı bir bebek götürme şansını iki katından fazla (%46 vs %23) artırmaktadır. Bu kanıt, “Önce Tüp Bebek” yaklaşımını 2025 yılı itibarıyla tartışmasız “altın standart” haline getirmiştir.

Uluslararası Otoriteler Ne Diyor? ESHRE ve ASRM Rehberleri (2022-2025)

Bu devrim niteliğindeki değişim, sadece SVIDOE çalışmasına bağlı değildir. Dünyanın en saygın üreme tıbbı otoriteleri de bu görüşü desteklemektedir.

ESHRE (Avrupa) Pozisyonu: Avrupa İnsan Üremesi ve Embriyoloji Derneği (ESHRE), 2022 yılında güncellediği endometriozis kılavuzunda bu konuda çok net bir tavır sergilemiştir. Kılavuz, tüp bebek (PMA) sonuçlarını iyileştirmek amacıyla, tüp bebek öncesinde rutin cerrahi (laparoskopi) yapılmasına karşı güçlü bir tavsiyede bulunmaktadır. Bu, tıp camiası için “keşif amaçlı” veya “tüp bebeğe hazırlık” laparoskopisi döneminin resmen sona erdiği anlamına gelir.

ASRM (Amerika) Pozisyonu: 2025 yılına gelindiğinde, ASRM ve hatta ASRM’nin cerrahi kolu olan Üreme Cerrahları Derneği (SRS) de benzer bir görüşü (Transatlantik yakınsama) benimsemiştir. Cerrahinin kısırlık için “tek başına” yeterli olmadığını ve “onarıcı” bir tedavi olarak sunulmaması gerektiğini açıkça kabul etmişlerdir.

Kısacası, 2025 itibarıyla küresel bir fikir birliği vardır: Kısırlık tedavisinde rutin cerrahiden kaçınılmalıdır.


”Ama Doktorum Ameliyat Dedi!” – 2025’te Cerrahinin Yeni Rolü

Anlıyorum, kafanız karışık. Hastalarım bana sürekli şunu soruyor: Yani artık endometriozis ameliyatı hiç mi olmayacak?

Elbette olacak! Sadece 2025’te işleri biraz değiştirdik. Artık direkt soruyoruz: Sizin için en önemli şey ne: Ağrılarınızdan kurtulmak mı, bebek sahibi olmak mı?

  1. Öncelik Ağrıysa: Eğer dayanılmaz ağrılarınız varsa, hayatınız çekilmez hale geldiyse ve ilaçlar fayda etmiyorsa (sürekli kasık ağrısı, ağrılı adetler, cinsel ilişkide ağrı gibi) ameliyat ilk seçeneğimiz.

  2. Öncelik Bebekse: Eğer ağrınız yok veya ilaçlarla kontrol altına alınabiliyorsa ve tek isteğiniz hamile kalmaksa, o zaman tüp bebek tedavisine yöneliyoruz.

Çikolata Kisti Ameliyatının (Kistektomi) Gizli Tehlikesi: Yumurtalık Rezervi

Çocuk sahibi olmak isteyenlere ameliyatı tavsiye etmememizin bir nedeni daha var: Ameliyatın kendi riskleri! Endometrioma (çikolata kisti) ameliyatında, kisti temizlerken maalesef biraz da sağlıklı yumurtalık dokusu zarar görebilir veya alınabilir.

Araştırmalar gösteriyor ki, bu durum AMH seviyesini ve yumurta sayısını bariz şekilde azaltıyor. Özellikle iki taraflı kist ameliyatları veya tekrar tekrar yapılan ameliyatlar, yumurtalık rezervini çok etkileyerek erken menopoza bile sokabilir.

Bu risk yüzünden, 2025’te biz şunu yapıyoruz: Eğer ameliyat mecbursa (mesela çok şiddetli ağrı varsa), özellikle riskli hastalara (iki taraflı kisti olanlar, yumurtalık rezervi zaten az olanlar) ameliyattan önce mutlaka yumurta dondurma seçeneğini sunuyoruz. Bu bizim için artık standart bir uygulama.

Peki, Ameliyat Kısırlık İçin Ne Zaman Hala Gerekli?

Kısırlık tedavisinde ameliyat ilk akla gelen çözüm olmasa da, bazen tüp bebek tedavisinin yolunu açan bir anahtar gibi olabilir. 2025’te, ameliyatı düşündüğümüz üç durum var:

  1. Dayanılmaz Ağrı: Hastanın hayat kalitesi her şeyden önemli. Eğer ağrı çok şiddetliyse, cerrahi müdahale düşünülebilir.

  2. Yumurtalıklara Ulaşmakta Zorluk: Bazen kistler (endometrioma) çok büyüyebilir ya da yapışıklıklar oluşabilir. Bu durumda, tüp bebek tedavisinde yumurta toplama işlemi sırasında iğnenin yumurtalığa ulaşması riskli olabilir. Tüp bebeğe başlayabilmek için önce bu sorunun ameliyatla çözülmesi gerekebilir.

  3. Ek Sorunlar (Hidrosalpenks): Bazen endometriozise, tüplerde sıvı birikmesi de eşlik eder (hidrosalpenks). Bu sıvı rahime akarak embriyonun rahme tutunmasını zorlaştırır. Tüp bebekten önce bu hasarlı tüpün (veya tüplerin) laparoskopik yöntemle alınması (salpenjektomi) hamile kalma şansını artırır.

Ameliyat Oldum, Şimdi Ne Olacak? Endometriozis Fertilite İndeksi (EFI)

Ameliyat geçiren veya geçirmek durumunda olan hastalar için de bir planımız var: Endometriozis Fertilite İndeksi (EFI). Bu sistem, ameliyat sırasında görülenlere (hastalığın ne kadar yayıldığı, tüplerin durumu gibi) ve hastanın geçmişine (yaşı, ne kadar süredir çocuk sahibi olamadığı) bakarak, ameliyattan sonra doğal yolla hamile kalma olasılığını tahmin ediyor. Yani, bilimsel bir puanlama sistemi.

Günümüzde, görüntüleme teknikleri sayesinde bu EFI skorunu ameliyattan önce de (e-EFI veya tahmini EFI) neredeyse bilebiliyoruz. Eğer hastanın tahmini skoru düşük çıkacaksa, ona açıkça şunu diyoruz: Sizi ameliyat etsek bile doğal yolla hamile kalma şansınız çok az olacak. En iyisi hiç vakit kaybetmeden, yumurtalıklarınıza zarar vermeden direkt tüp bebeğe geçmek.


Endometriozis Hastaları İçin Optimize Edilmiş Tüp Bebek (2025 Stratejileri)

“Önce Tüp Bebek” demek yeterli değildir. Endometriozis hastalarının özel biyolojik ihtiyaçları vardır. Tüp bebek tedavisi “herkese uyan tek beden” bir gömlek değildir. 2025 yılında, bu hasta grubunda başarıyı en üst düzeye çıkarmak için protokollerimizi tamamen optimize etmiş durumdayız.

Yeni Altın Standart: Neden PPOS Protokolünü Tercih Ediyoruz?

Yıllarca endometriozis hastalarında klasik “uzun” (agonist) veya “kısa” (antagonist) protokolleri kullandık. Hatta bazen hastaları tüp bebek öncesi 3-6 ay “down-regulation” (ilaçla baskılama) tedavisine aldık. Ancak 2025 verileri, bu uzun baskılamanın canlı doğum oranlarını artırdığına dair net bir kanıt olmadığını ve ESHRE’nin de bunu rutin olarak önermediğini göstermektedir.

Artık elimizde çok daha “hasta dostu” ve etkili bir alternatif var: PPOS (Progestin-Primed Ovarian Stimulation). PPOS, yumurta gelişimini (stimülasyon) sağlarken erken çatlamayı önlemek için günlük iğneler yerine progestan (progesteron türevi) hapları kullanan daha yeni bir protokoldür.

Bu yöntemde, tüm embriyolar donduruluyor ve hemen transfer edilmiyor. Yani embriyoları o ay transfer etmek yerine donduruyoruz. Sonraki ay, rahim dinlendikten sonra transfer işlemini yapıyoruz. Endometriozis hastaları için bu durum aslında iyi bir şey. Çünkü endometriozis, rahmin içinde iltihaplı ve östrojen hormonunun yüksek olduğu bir ortama sebep oluyor. Bu yüzden, stimülasyon sonrası hemen transfer yapmak yerine, rahmin bu etkilerden temizlendiği sakin bir dönemde dondurulmuş embriyo transferi yapmak, tutunma şansını yükseltiyor.

2025’te yapılan bazı araştırmalar, PPOS yönteminin endometriozis hastaları için faydalı olduğunu gösterdi.

ParametreKlasik Antagonist ProtokolPPOS ProtokolüAvantaj
Tedavi Süresi~11 gün~10 günDaha Kısa (Hasta Dostu)
Toplam İlaç Dozu~2725 IU~2400 IUDaha Az İlaç (Maliyet Etkin)
Canlı Doğum Oranı (LBR)%46.9 - %50.0%51.1 - %54.6Benzer / Daha Yüksek
Düşük Oranı%16.8%7.9Yarı Yarıya Az Düşük (p=0.019)

Kaynak: 2025 PPOS çalışmaları sentezi.

Bu tablonun anlamı şudur: PPOS, endometriozis hastaları için 2025’te “tercih edilen” protokoldür çünkü daha konforlu, daha az maliyetli ve en önemlisi düşük riskini yarı yarıya azaltarak benzer veya daha iyi gebelik şansı sunmaktadır.

Endometriozis ve Genetik Test (PGT-A): “Gerekli mi, Yoksa Zararlı mı?”

Hastalarımızdan sıkça duyduğumuz bir soru var: Embriyolarıma genetik test yaptırsam (PGT-A) gebelik şansım artar mı? Amerikan Üreme Tıbbı Derneği’nin (ASRM) 2024 raporuna göre, PGT-A’yı herkese uygulamak, gebelik oranlarını artırmıyor.

Endometriozis hastaları için durum biraz farklı: Bu grupta PGT-A yaptırmamak daha iyi.

Peki neden mi? Boş Sepet Riski diyoruz biz buna.

  1. Embriyo Sayısı Az: Endometriozis hastaları, özellikle de ameliyat olanlar, genellikle düşük yumurtalık rezervine sahip oluyor ve ellerinde az sayıda embriyo kalıyor.

  2. PGT-A’nın Kendisi Riskli: PGT-A riskli bir işlem. Biyopsi sırasında embriyoya zarar gelebilir. Özellikle mozaik embriyolar (bazı hücreleri normal, bazıları anormal) yanlışlıkla elenebilir. Aslında bu embriyolardan sağlıklı bebekler doğabilir.

  3. Normal Embriyo Oranı: 2025 verilerine göre, endometriozis hastalarının yumurtalarının genetik olarak bozuk olma ihtimali diğer hastalardan farklı değil.

Sonuç: Riskli bir işlemi (PGT-A), zaten az sayıda embriyosu olan hastalara uygulamak, transfer edecek embriyo bulamama riskini artırıyor. Bu yüzden biz 2025’te bu stratejiden kaçınıyoruz.


Başarının Gizli Anahtarları: Hastalığın Kök Nedenlerini Hedeflemek

Modern tıp, artık sadece semptomları değil, hastalığın nedenlerini de anlamaya odaklanıyor. Endometriozis tedavisindeki en heyecan verici gelişmeler, hastalığın kökenine inen bu yeni keşiflerdir.

Pelvisteki Zehir: “Ferroptoz” Yumurta Kalitesini Nasıl Bozuyor?

Yıllarca “endometriozis yumurta kalitesini bozar” dogmasına inandık. Ancak bir çelişki vardı: Bu hastaların yumurtalarını laboratuvar ortamına (ex vivo) aldığımızda, normal şekilde döllendiklerini ve sağlıklı embriyolar geliştirdiklerini görüyorduk. Eğer yumurta kendi içinde bozuksa, bu nasıl olabilirdi?

2025’te bu çelişkiyi çözen anahtar kavram ferroptoz (demir-bağımlı hücre ölümü) oldu. Mekanizma şudur:

  1. Adet kanaması bazen ters yönde akarak karın bölgesine gidebilir.
  2. Bu durumda, kan parçalanır ve leğen kemiği bölgesinde çok fazla demir birikir.
  3. Bu demir, Fenton reaksiyonu sayesinde hücrelerde aşırı bir paslanma etkisi yaratır.
  4. Endometriozis bu demirin zararlı etkilerine karşı kendini koruyarak hayatta kalır. Ama yumurta hücreleri ve onları saran hücreler bu zehirli ortamdan zarar görür.

Klinik Not: Buradaki asıl mesele, yumurtanın kendisinden ziyade, içinde bulunduğu pelvik bölgenin adeta zehirli bir ortam olması. İşte çikolata kistlerinin (içi o malum paslı kanla dolu olanlar) yumurtalıklara neden bu denli kötü geldiği de böyle açıklanabilir. Önce Tüp Bebek yaklaşımının ve SVIDOE denemesinin başarısının sırrı da burada saklı: Tüp bebek, yumurtayı bu zehirli havuzdan daha fazla zarar görmeden kapıp kurtarma operasyonu gibi düşünülebilir.

Başarıyı Yarı Yarıya Düşüren Faktör: Vajinal Mikrobiyota

Endometriozisin bir kader değil, doğru strateji ile yönetilebilir bir durum olduğunu lütfen unutmayın. Endometrioziyi artık sadece pelvik bir hastalık değil, sistemik (tüm vücudu etkileyen) metabolik ve iltihaplı bir hastalık olarak görüyoruz. 2025’teki araştırmalar, bu sistemik iltihabın ana motorlarından birinin mikrobiyota (bağırsak ve vajinal bakteri dengesi) olduğunu göstermektedir. Mikrobiyotadaki bozulma (disbiyoz), “iki cepheli bir savaş” yürütür:

  1. Bağırsaklar: Bağırsaklardaki bakteri dengesi bozulunca, geçirgen bağırsak durumu ortaya çıkabiliyor. Bu durumda zararlı maddeler (LPS) kana karışıyor ve vücutta sürekli bir iltihaplanmaya sebep oluyor.

  2. Estrobolom: Bazı kötü bakteriler, karaciğerin vücuttan atmak için hazırladığı östrojenleri bağırsakta tekrar aktif hale getirip kana geri gönderiyor. Bu da vücutta aşırı östrojen seviyesine neden olarak bazı sağlık sorunlarını tetikleyebiliyor.

Burada en önemli nokta, tüm bunların vajina florasını nasıl etkilediği. 2025’te yapılan araştırmalar gösterdi ki, tüp bebek tedavilerinde vajina florasının durumu başarıyı direkt olarak etkiliyor.

Rakamlar şaşırtıcı derecede nettir:

Klinik Çıkarım: Vajinal dengesizlik (NLD), tüp bebek şansını yarı yarıya azaltır. Bu, pahalı ve duygusal olarak zorlu bir tüp bebek tedavisine başlamadan önce mutlaka taranması ve düzeltilmesi (gerekirse antibiyotik ve/veya probiyotik tedavisi ile) gereken, değiştirilebilir bir faktördür.

Ufuktaki Yeni Tedaviler: Gebe Kalmayı Engellemeyen İlaçlar

Yıllardır endometriozis tedavisindeki temel ikilem şuydu: Hastalığı (ağrıyı) tedavi etmek için kullandığımız ilaçların (doğum kontrol hapları, GnRH analogları) tamamı kontraseptif (gebelik önleyici) idi. Hastaya “ağrını mı keselim, yoksa hamile mi kalmak istersin?” demek zorunda kalıyorduk.

2025 itibarıyla bu ikilemi çözmeye çok yakınız. Tıbbın “Kutsal Kâse”si, hastalığın kendisini (iltihap, ağrı) hedef alan, ancak yumurtlamayı durdurmayan hormonal olmayan bir ilaçtır. 2025 itibarıyla Faz III klinik araştırma aşamasında olan Elarizant gibi yeni ilaçlar, tam olarak bunu (enflamasyon yollarını bloke etmeyi) hedeflemektedir. Gelecek, hem hastalığı tedavi edip hem de doğal yolla gebe kalmaya izin verecek bu “hastalık-modifiye edici” tedavilerde yatmaktadır.


Dr. Aksoy’dan Yol Haritanız: Hastalığı Değil, Hedefinizi Tedavi Etmek

Endometriozis çetrefilli, uzun süren ve başa çıkması zor bir durum, kabul. Ama artık 2025’teyiz ve bu rahatsızlıkla nasıl mücadele edeceğimizi, vücudumuzda neler olup bittiğini ve hangi tedavilerin en iyi sonuç verdiğini aşağı yukarı biliyoruz.

Günümüzdeki yaklaşımımız aslında çok basit ve tek bir soruya odaklanıyor: Sizin için en önemli şey ne?

Bizim kliniğimizde sadece tüp bebek yapıp geçmiyoruz. PPOS gibi hastalarımızı düşünen yöntemlerle, mikrop analizleriyle, en yeni bilimsel bilgileri kullanarak bu olasılığı artırmaya çalışıyoruz. Unutmayın, endometriozis başınıza gelmiş kötü bir şey değil. Doğru yöntemlerle kontrol altına alınabilir bir durum.

Daha detaylı bilgi almak ve kişisel durumunuzu değerlendirmek için tüp bebek aşamaları sayfamızı inceleyebilir veya bizimle iletişime geçebilirsiniz.


Endometriozis ve Kısırlık Hakkında Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Soru 1: Çikolata kisti (endometrioma) olan herkes kısır olur mu?

Cevap 1: Hayır. Endometriozis gebe kalmayı zorlaştırsa da, kısırlık anlamına gelmez. Hastalığın evresi, konumu ve hastanın yaşına bağlı olarak birçok kadın doğal yollarla hamile kalabilir. Ancak zorluk yaşayanlarda, 2025 verilerine göre en etkili yol “Önce Tüp Bebek” tedavisidir.

Soru 2: Endometriozis ameliyatı sonrası hamile kalma şansım nedir?

Cevap 2: Bu, ameliyat sonrası hesaplanan Endometriozis Fertilite İndeksi’ne (EFI) bağlıdır. Skorunuz yüksekse (≥ 7), doğal gebelik şansınız iyidir ve 6-12 ay beklenebilir. Skorunuz düşükse (≤ 6), vakit kaybetmeden tüp bebeğe geçmeniz önerilir.

Soru 3: Tüp bebek tedavisi (hormon iğneleri) endometriozisi kötüleştirir mi?

Cevap 3: Bu, sık duyulan bir endişedir. Tüp bebek stimülasyonu kısa süreli (10-12 gün) bir östrojen artışına neden olsa da, hastalığın ilerlemesi veya ağrının kalıcı olarak kötüleşmesi üzerinde anlamlı bir etkisi olduğuna dair güçlü bir kanıt yoktur. PPOS gibi modern protokoller, bu etkiyi en aza indirerek ve “dondur-aktar” (freeze-all) stratejisiyle başarıyı artırır.

Soru 4: Dondurulmuş embriyo transferi endometriozis hastalarında neden daha başarılıdır?

Cevap 4: Kesinlikle, çoğu zaman daha iyi sonuç veriyor. Şöyle ki, endometriozis rahmin içini iltihaplandırıyor ve östrojen seviyesini artırıyor. Bu durum da embriyonun yerleşmesini zorlaştırabiliyor. Biz de tümünü dondur yöntemi ve PPOS protokolleri sayesinde embriyoyu o anki sıkıntılı ortama yerleştirmek yerine, bir sonraki ay, vücut dinlenip rahim kendini toparladıktan sonra transfer ediyoruz. Böylece tutunma ve hamilelik olasılığı yükseliyor.


Bu makalede yer alan bilgiler, genel bilgilendirme amaçlıdır ve kişisel tıbbi tavsiye yerine geçmez. Sağlık durumunuzla ilgili her türlü soru ve endişeniz için lütfen doktorunuza danışınız.

Dr. Senai Aksoy

Yazar: Dr. Senai Aksoy

Otuz yılı aşkın süredir kadın hastalıkları, infertilite ve tüp bebek tedavileri alanında çalışan bir hekimim. Bu blogda, mesleki deneyimlerim ve bilimsel birikimimden süzülen bilgileri paylaşarak, çocuk sahibi olma yolunda ilerleyen çiftlere yol göstermeyi amaçlıyorum. Unutmayın, bu yolculukta yalnız değilsiniz.