Yaş, doğurganlık ve kısırlık

Yaş, doğurganlık ve kısırlık

Kişinin yaşı fertilite üzerinde direk etkiye sahiptir. Hemen herkes kadının yaşı ilerledikçe gebe kalma potansiyelinin azaldığından haberdardır. Aynı düzeyde olmasa bile son zamanlarda yapılan çalışmalar erkek yaşının da fertilite üzerinde etkileri olduğunu düşündürmektedir.

Son yıllardaki yaklaşım eğer kadın 30 yaşından küçük ise infertiliteden söz etmek için en az 1 yıl beklemek iken, kadının otuzunu geçtiği dönemlerde bu sürenin 6 ay olması gerektiğini ortaya koymuştur.

Kadınlarda yaşı önemli bir etken kılan en belirgin fark, ömürleri süresince üretecekleri yumurtalarla birlikte doğmalarıdır. Kız çocuğu dünyaya geldiğinde yumurtalıklarındaki yumurta sayısı bellidir. Bu birey hayatı boyunca birdaha hiç yeni yumurta hücresi üretmez.Ergenlikle birlikte var olan bu yumurta hücrelerinden bir kısmı olgunlaşmaya başlar. Bu hücrelerden bir tanesi tam olgunluğa ulaşırken diğerleri geriler ve fonksiyonlarını yitirir. Tam olgunluğa ulaşan bu hücre yumurtlama ile yumurtalıkdan atılır. Kadındaki yumurta hücreleri tükendiğinde ise menopoz başlar.

Yaşlanma süreci boyunca overlerdeki yumurta hücreleri de bu süreçten nasiplerini alır ve bu yaşlı yumurtalarda DNA problemlerine daha sık rastlanır. DNA problemlerinin nedenleri ise:

Genel olarak yaşlanmanın doğal etkileri
Çevresel faktörler
Kadının bünyesinde faaliyet gösteren mekanizmaların gereği olarak kaliteli yumurta hücrelerinin önce geliştirilmesi ve kötü kalitelilerin sona kalması olarak sayılabilir.

Bu yumurta hücrelerinin genetik materyallerinde sorun olduğu için, bu tür yumurtaların döllenmesi ile oluşan gebeliklerin düşük ile sonuçlanması yüksek bir olasılıkdır. Yine yaşla birlikte hormonal düzen de değişeceğinden ileri yaşdaki kadınlarda başarılı gebelik oranları düşer.

Çocuk isteği ile hekime müracaat eden kadınlarda özellikle yaş da 30 ve üzerinde ise ilk planda değerlendirilmesi gereken overleri rezervidir. Bu amaçla adet kanamasının 3. gününde kanda Follikül Stimülan Hormon (FSH) bakılır. Hormonun yüksek bulunması over rezervinin düşük olduğunun göstergesidir. Overleri değerlendirmek için yapılan bir başka test ise kadın önce klomifen sitrat isimli bir madde verdikten sonra kanda FSH değerini analiz etmektir. Son olarak overlerin transvajinal ultrasonografideki görüntüsü de over fonksiyonları hakkında oldukça yararlı bilgiler verir.

Erkeklerde yaşlanma

Erkekler üreme hücreleri açısından kadınlara göre çok daha şanslıdırlar. Çünkü bir erkeğin testisleri, ergenlikten başlayarak erkeğin tüm yaşantısı boyunca sperm üretir. Bir başka deyişle erkekde üreme hücresi olan spermler hiçbir zaman tükenmez. Erkekdeki sperm döngüsü 72 gün sürer.

Yani bir hücreden sperm üretilmesi 72 gün sürer. Bu nedenle yaşlanma erkek üzerinde sperm açısından olumsuz bir etki yaratmaz. Çok yakın geçmişte yapılan bir çalışma ilk kez erkeklerin de yaşlanma ile üreme potansiyellerinin azaldığını ortaya koymuştur. Konu hakkında dha kapsamlı çalışmlar devam etmektedir.

Sperm kalitesi azalmasa bile erkeklerde de yaşlanma ile fertilite problemleri görülebilir. Bunların nedenleri arasında: 

Testosteron üretiminin azalması
Prostat problemlerindeki artış
Ereksiyon bozuklukları
Çevresel faktörler
Cinsel ilişki sıklığında azalma
sayılabilir.

Yaş çocuk sahibi olma açısından hem erkek hem de kadın için önemli bir faktördür. Bu nedenle çocuk sahibi olmayı planlayan çiftlerin çok geç kalmamaları önerilmektedir.