Erkekte Kısırlık Tedavisinde Cerrahi Sperm Arama TESA, TESE

Azospermi ve Mikro TESE: Tüp Bebekten Sonraki Devrim
Erkek kısırlığı ve üremeye yardımcı tedaviler alanında, tüp bebek (IVF) tedavisinden sonraki en büyük atılımın mikroenjeksiyon (ICSI) olduğu artık tüm uzmanlarca kabul ediliyor. İlk mikroenjeksiyon uygulamasıyla birlikte dünyaya gelen bebeğin haberi, üreme tıbbında çığır açtı. Tam da bu yeniliğin ardından, menisinde hiç sperm olmayan (azospermi) erkeklerde uygulanan cerrahi sperm arama işlemleri devreye girdi. Dünyada binlerce erkeğe umut olan bu teknikler, son birkaç on yıldır ülkemizde de başarıyla uygulanarak pek çok çiftin çocuk sahibi olmasını sağladı.
Azospermi Nedir?
“Azospermi”, erkek menisinde hiç sperm hücresinin bulunmaması durumunu ifade eder. Azospermi yol açan sebepler genellikle iki ana gruba ayrılır:
-
Obstrüktif Azospermi (Tıkanıklığa Bağlı):
- Sperm kanallarında doğuştan ya da sonradan gelişmiş bir tıkanıklık olması durumudur.
- Testisler aslında sperm üretir, ancak bu spermler tıkanıklık sebebiyle dışarı atılamaz.
- İnce bir iğneyle kanallara veya testis içine girilerek küçük doku parçaları alınır. Bu parçalar içinde sperm bulma oranı neredeyse %100’e yakındır.
-
Non-obstrüktif Azospermi (Tıkanıklık Dışı Nedenler):
- Testislerde ya hiç sperm üretilmez ya da çok sınırlı sayıda üretilir.
- Genetik faktörler, ergenlik dönemi enfeksiyonları gibi durumlar söz konusu olabilir.
- Detaylı inceleme ve testis biyopsisi, tedavi planlamasında yol gösterici olur.
Neden Önemli?
Azospermi teşhisi konulan erkeklerde yakın geçmişe kadar çocuk sahibi olma şansı çok düşüktü. Ancak günümüzde cerrahi yöntemlerle testisten sperm elde edilmesi, sonrasında mikroenjeksiyon (ICSI) uygulanması, çiftlere ebeveyn olma yolunda büyük bir ümit sunuyor.
Mikroenjeksiyon ve Cerrahi Sperm Arama: Devrim Nasıl Başladı?
Mikroenjeksiyon (ICSI) yöntemi, “erkek kısırlığının” en zor vakalarını bile tedavi edebilir hale getirdi. İlk mikroenjeksiyon işlemiyle doğan bebek, modern üreme tıbbının dönüm noktalarından biri olarak kabul ediliyor.
Bu gelişmeden sadece birkaç yıl sonra, menisinde sperm olmayan erkekler için “cerrahi sperm arama” teknikleri (TESE, PESA, PTSA gibi) devreye girdi. Böylelikle, “azorpermi” tanısı almış erkeklerde dahi testis içinde bulunabilen az sayıdaki spermle gebelik elde edebilme imkânı doğdu.
Cerrahi Girişimde Başarı Oranı Nedir?
Testis dokusunda binlerce küçük tübül (kanalcık) yer alır ve bu tübüllerde sperm üretimi farklı evrelerde devam eder. Bazı tübüllerde hiç üretim olmazken, bazılarında çok az sayıda da olsa sperm bulunabilir. Cerrahi tekniklerin (TESE, Mikro TESE vb.) dayandığı temel mantık, testisin çeşitli bölgelerinden küçük parçalar alarak bu az sayıdaki spermi yakalamaktır.
-
Obstrüktif Azospermi:
- Tıkanıklık söz konusu olduğunda, kanallardan veya testis dokusundan iğneyle (PESA, PTSA) ya da küçük kesilerle (TESE) doku alınır.
- Sperm bulma oranı neredeyse %100’e yakındır.
-
Non-obstrüktif Azospermi:
- Testiste üretim sorunu varsa, cerrahi teknikle sperm bulma ihtimali %25 ile %60 arasında değişebilir.
- Genetik bozukluk kaynaklı durumlarda başarı oranı düşerken, hipospermatogenez (sperm üretiminin kısmen sürdüğü) vakalarda daha yüksek başarı elde edilebilir.
Önemli Bir Not:
Daha önceki denemede sperm bulunması, sonraki denemede de mutlaka bulunacağı anlamına gelmez. Ancak geçmişte başarı elde edilmişse, tekrar sperm bulma olasılığı yine de umut vericidir. Benzer şekilde, önceki işlemlerde başarısız olunmuşsa bile biyopsi sonucuna göre yeni bir cerrahi girişimde sperm bulma şansı varlığını korur.
Mikro TESE: Tüp Bebekten Sonra En Önemli Gelişme
Tıpkı tüp bebek ve mikroenjeksiyon yöntemleri gibi, Mikro-TESE (Mikrodiseksiyon TESE) de üremeye yardımcı tedavilerde çığır açan bir yöntem olarak kabul edilir. Özellikle testis içinde çok kısıtlı miktarda sperm bulunan non-obstrüktif azospermi vakalarında, mikroskop yardımıyla sperm üreten odakları nokta atışıyla bulma şansını artırır. Böylece:
- Daha Az Doku Hasarı: Mikroskop altında hedeflenen bölgelere odaklanıldığı için gereksiz doku çıkarma riski azalır.
- Yüksek Sperm Bulma İhtimali: Klasik TESE’ye oranla daha fazla başarı elde edilebilir.
- Hızlı İyileşme: Mikrodiseksiyon tekniklerinin hassas yaklaşımı sayesinde dokuda gereksiz travma oluşmaz, bu da operasyondan sonraki konforu artırır.
Cerrahi Girişim Nasıl Yapılır?
-
PESA (Perkütan Epididimal Sperm Aspirasyonu):
- Lokal anestezi altında, ince bir iğneyle epididimis (testisin üst kısmındaki kanal) içine girilerek sperm çekilir.
-
PTSA (Perkütan Testiküler Sperm Aspirasyonu):
- İğneyle doğrudan testisin içine girilir ve küçük miktarda doku-sıvı örneği alınır.
-
TESE (Testiküler Sperm Ekstraksiyonu):
- Genellikle genel anestezi altında, testiste küçük bir kesiyle doku örneği alınmasıdır.
-
Mikro TESE (Mikrodiseksiyon TESE):
- Mikroskop yardımıyla testis içindeki tübüller tek tek incelenir; sperm üretimi olan bölgelere odaklanılır.
Bu işlemler yaklaşık 15-45 dakika sürer ve hasta genellikle ertesi gün normal hayatına dönebilir. Eğer bu cerrahi girişimlerde sperm bulunamazsa, biyopsi sonucuna göre yeni bir deneme yapılır veya sperm bankası seçeneği gündeme gelebilir. (Ülkemizde yasal olmaması nedeniyle bu işlem için yurtdışına başvurmak gerekir.)
Mikroenjeksiyon (ICSI) ve Gebelik Oranları
Cerrahi yöntemle elde edilen spermin meniden veya testisten bulunmuş olması, mikroenjeksiyon başarısını belirgin şekilde etkilemez. Önemli olan, canlı ve genetik açıdan sağlıklı sperm hücresinin varlığıdır. Kadının yumurta kalitesi ve yaş faktörü de sonuçlarda büyük rol oynar.
Böylece, menide hiç sperm çıkmadığı için çocuk sahibi olamayacağı düşünülen birçok çift, mikroenjeksiyon sayesinde gebelik elde edebilir. Bu da üremeye yardımcı tedavilerde gerçek anlamda bir devrim niteliğindedir.
Sonuç: Umut Hep Var
Azospermi tanısı konulan erkekler için, özellikle mikroenjeksiyon ve cerrahi sperm arama yöntemleri (Mikro TESE, TESE, PESA, PTSA) umut kapılarını aralıyor. İster tıkanıklığa bağlı olsun ister üretimle ilgili bir sorun olsun, testis içinde varlığını sürdüren az sayıdaki sperm hücresi bile bir gebelik için yeterli olabilir.
İlk tüp bebek tedavilerinden bu yana, üreme tıbbı katlanarak gelişti ve mikroenjeksiyon başta olmak üzere cerrahi sperm arama yöntemleri, bu ilerlemenin en somut örneklerinden biri haline geldi. Bugün, “menisinde hiç sperm yok” denilen pek çok erkek için “kendi çocuklarına” sahip olmak artık sadece bir hayal değil.
Not: Bu yazı bilgilendirme amaçlıdır. Kişisel sağlık durumunuz için mutlaka uzman bir hekimle görüşünüz.