Embriyo Tutunması (İmplantasyon) 1: Rahime Ait Problemler

Embriyo Tutunması (İmplantasyon) 1: Rahime Ait Problemler

Hamile kalmak aslında tohum-toprak ilişkisine benzer. Ekilen bir tohumun tutması ve bundan bir bitkinin oluşması, gelişmesi ve yaşayabilmesi için hem tohumun hem toprağın iyi olması gerekir. Aynı şekilde başarılı bir hamilelik hem embriyo (tohum) hem anne rahmi (toprak) ideal koşullara sahip olmadıkça gerçekleşemez.

Tüp bebek tedavilerinde embriyonun kalitesi kadar rahimin durumu da önemlidir. Rahim içinde hamilelik oluşması için uygun bir ortam yoksa, bu açıklanamayan kısırlık (infertilite), erken dönem düşükleri, anne karnında gelişim geriliğine (IUGG) bağlı plasenta yetersizlikleri ve bazen fetüs ölümleri olarak karşımıza çıkar.

Toprak Kalitesi: Rahimden Kaynaklanan İmplantasyon Problemleri

Embriyonun anne rahmine tutunmasını (implantasyonu) engelleyen rahim içi faktörlerini şöyle sıralayabiliriz:

1. Rahim boşluğunun şeklinin (kontürünün) düzgün olmaması:

Rahim içindeki şekil bozukluklarının kısırlığa neden olması uzun süredir araştırılan bir konudur. Rahim duvarında iyi huylu tümörlerin yani miyomların varlığı her zaman kısırlığa yol açmazken, bu tümörlerin rahim boşluğunun şeklinde bozukluğa yol açtıkları ya da submukoz polip olarak endometriumun içine doğru büyüdükleri durumlarda kısırlığa neden oldukları saptanmıştır. Araştırmalar küçük submukoz tümörlerin bile implantasyonu olumsuz olarak etkileyebildiğini göstermiştir.

Rahim boşluğundaki küçük veya büyük herhangi bir yüzeysel lezyonun ve rahim içi yapışıklıkların, aynı spiral (rahim içi araçlar) gibi yabancı maddelerin oluşturduğu lokal enflamasyon etkisini yaratarak implantasyonu engellediği düşünülmektedir.

Ne yazık ki histerosalpingografi (HSG veya ilaçlı rahim filmi) ile bu tür vakaların %20’sine teşhis koyulamamaktadır. Bu tür lezyonların çok küçük de olsalar teşhis edilmesi ve değerlendirilmesi için en iyi yöntem sonohisterogram (SHG) ve histeroskopidir.

2. Endometrium (rahim duvarı) kalınlığı:

Hem normal hem uyarılmış tüp bebek sikluslarında, yumurtlama öncesindeki endometriyal kalınlık tedavinin hamilelik (implantasyon) başarısını etkileyen bir göstergedir.

İdeal olarak endometrium en az 9 mm kalınlığında olmalıdır. Ancak daha düşük ihtimal olsa da, kalınlığın 7,5 ile 9 mm arasında olduğu durumlarda da sağlıklı hamilelikler elde edilebilmektedir.

Endometriyal kalınlığın yeterli olmaması şu sebeplere bağlı olabilir:

-Rahim içi duvarında (endometritis) doğum sonrası enfeksiyonlar, kürtaj veya düşüklere bağlı olarak gelişen enflamasyonlar

-Şiddetli adenomiyoz (endometriyal glandüler dokunun önemli ölçüde rahim kasını işgal etmesi)

-Rahim duvarında çok sayıda miyom

-Yumurtalıkların uyarılması için üstüste klomifen kullanılmış olması

3. Bağışıklık Faktörleri:

Rahimde embriyonun implantasyonu yumurtanın döllenmesinden 6-7 gün sonra başlar. Bu dönemde, daha sonra plasentayı oluşturacak olan özel embriyonik hücreler (trofoblast) rahim duvarının içine doğru büyümeye başlarlar. Trofoblast ve rahim duvarı birleştiklerinde duvardaki bağışıklık hücreleri ile beraber sitokin adı verilen hormon benzeri maddelerin alışverişinde rol oynarlar. Bu karmaşık bağışıklık döngüsü sayesinde rahim embriyonun başarılı şekilde büyümesine ev sahipliği yapar.

Görüldüğü gibi trofoblast, implantasyonun ilk evrelerinden itibaren, anne ile bebek arasında daha sonra gerçekleşecek olan besin, hormon ve solunum alışverişinin temellerini oluşturur. Bu interaktif implantasyon işlemi erken dönem hamilelikte bebeğin yaşaması için önemli olduğu gibi, doğum sonrası yaşam kalitesi için de çok önemlidir.

Önemi göz önünde bulundurulduğunda, bu bağışıklık döngüsünde oluşan problemlerin tekrarlayan düşüklere ve ileri dönem hamilelikte fetüs ölümlerine yol açıyor olması şaşırtıcı değildir.

İmplantasyonu olumsuz etkileyen en önemli bağışıklık faktörleri şunlardır:

-Rahim tarafından harekete geçirilen doğal öldürücü hücreler (NKa)

-Aktive sitotoksik lenfositler (CTLa)

Bu bağışıklık faktörleri kanda, gelişmiş bazı tekniklerle tespit edilebilmektedir. Bağışıklıktan kaynaklanan implantasyon problemlerinin tedavisinde amaç, NKa ve CTLa’ların toksik etkisini çeşitli ilaçlarla bastırmaktır.